5 Ağustos 2009 Çarşamba

UNIMA ve BAKANLIĞIMIZA HATIRLATMA

Son senelerde yapılan iyi niyetli çabalara rağmen bazı çevrelerce bilinçsizce yapılan sözde katkılar Ulusal gölge oyunumuz Karagöz’ü ne acıdır ki günden güne fasit bir daire içine sokarak tamiri çok zor olan bir onarıma muhtaç etmiştir.
Şöyle ki ülkemizde 1983 yılından beri geleneksel tiyatro festivali düzenlenir. Bu festivallere Kültür bakanlığımız belediyelerimiz üniversitelerimiz ve milli merkezimiz(UNIMA ) katkıda bulunur. Nedense ilk festivalden bu yana ben bir sanatçı olarak görüşüme göre ters giden bir durum olduğunu fark ediyorum.
Birincisi düzenlenen festivalde seçilen sanatçılar ustalık derecesine göre tasnif olunur ve verilen oyun sayısı ve ücret buna göre tespit edilirdi. Ustalara 4–5 oyun ile daha fazla ücret ödenir. Henüz tam usta olamamış sanatçılara ise daha az ücret ödenirdi.
Zaten doğrusu budur. Bu uygulama asla mahsurlu olmayıp ileride usta olacaklara teşvik bakımdan daha yararlı olmuştur.
Bugün ise yanlış bir tutum sergilenmekte olup gerçek usta ile henüz tam yetişmemiş usta adayını aynı kefeye koyup aynı seviyede görülmek istenmektedir. Bu uygulama ile sanata ve sanatçıya reva görülen muamele üzücü olup hayal kırıklığı yaratmıştır. Sanatın pahalısı ucuzu olmaz.
“Ucuzdur zilleti var pahalıdır hikmeti var yanlış hesap Bağdat’tan döner.
Hem gösteri hem de kalitesi bakımından acilen tasvirlerinde sanat ve sanatçısına göre değerlendirilmesini ve kısa zamanda iyi ve güzele dönülüp yanlışlıkların anlaşılarak son verilmesini dilerim.
Yoksa yarınlar sanat adına çok geç olacaktır.

Saygılarımla,

Hayali Safderi Metin ÖZLEN

KÜLTÜR BAKANLIĞI ARŞİVİNDEKİ 1500 ESERİ BİLİRKİŞİ OLARAK TASNİF ETTİM

Dünyanın birçok ülkesinde tasvirler vardır. Onlar kendi karakterine göre o ülkenin resim sanatını yansıtır. Şüphesiz bizim kendi geleneksel tasvirlerimiz dünyanın en güzel ve sanat açısından da çok kıymetli deriden imal edilmiş resim ve karikatür sanatımızı temsil ederler. Usta sanatçının imal ettiği tasvir kesilişi boyası ve estetiği ile değer taşır
Bugün bir kaçı hariç ülkemizde bilinçsiz kişilerce sırf ticari zihniyetle imal edilen sözde tasvirler bir zamanlar sanat eseri yapan büyük ustaların kemiklerini sızlatmaktadır. Ne yazık ki Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında çeşitli nedenlerle bu sanat hazinelerinin en güzellerini yabancılar alıp ülkelerine götürmüşlerdir.
Ülkemizde de bazı kıymetli koleksiyonlar vardır. Bunlardan devlet arşivi ve müzelerde de mevcuttur. Fakat çok kimse bunların manevi değeri dışında maddi değerini bilmez. Çocukluğumdan beri binlerce tasvir gördüm. O zamanda ki bu işe vakıf büyüklerden bilgi aldım. Zamanla bilgi ve tecrübem arttı ve tasvirler konusunda uzmanlaştım.
Geçen sene T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HALK KÜLTÜRÜ BİLGİ VE BELGE MERKEZİNDE bilirkişi olarak görevlendirildim.1500 tasviri baştan sona bakanlık yetkililerinin refakatinde baştan sona tasnif ettim. Tuncay Tanboğa’nın tasvirleri daha önce burada tasnif yapmaya gelen Orhan Kurt ve Mustafa Mutlu’nun gözünden kaçmış ve hatalar olduğunu fark ettim.
Zira Zennelerin başları erkek tasvirlere, kadın başları ise çelebilere monte edilmişti. Bütün tasvirler neredeyse Küçük Aliye ve Ragıp Tuğtekin’e mal edilmişti. Bildiğim bütün tasvirlerin ve ismi cismi unutulmuş sanatçıların tasvirlerini de ayırdık. Bakanlıkça gölgenin renkleri adlı eserde Nilüfer Zeynep Özçörekçi Göl’ün bitmez gayretiyle bir tasvir kataloğu yayımlandı.
Çok güzel bir eser oluştu ve UNESCO üyelerine dağıtıldı. Ayrıca tasvirlerin maddi değerini de bildirdim. Ortaya hem maddi hem manevi bir eser çıktı. Umarım ki yakın zamanda bu antika tasvirlerin maddi değeri Kültür Bakanlımızca tescil edilir. Hakkat Yamni’nin bir mührünün 140.000’ye TL alındığını duydum. Bu gün yüz seneden önce imal edilmiş Binbaşı Nazif beyin bakanlık arşivindeki 1 çift Karagöz ve Hacivat tasvirine (meşale görmüş) 200.000.TL kıymet biçmem çok görülmesin. Bu doğru bir teşhistir ve taş yerinde ağırdır.

Saygılarımla,
METİN ÖZLEN
01.08.2009
Kozyatağı